Giriş/Amaç: PDL-1, hastalıkların patogenezinde yer alan hücrelerin kendilerini bağışıklık sisteminden korumak için kullandıkları bir liganddır. Değişik çalışmalarda bu ligandların tedavide kullanılabileceği bildirilmiştir. Bu ligandlar inverted papillomada da etkili olabilir. Bu nedenle çalışmamızda inverted papillomlarda PDL-1 varlığını göstermeyi amaçladık.
Yöntem : Çalışmamız bir olgu kontrol çalışmasıdır. Çalışma grubuna histopatolojik olarak inverted papillom tanısı alan 14 hasta ve kontrol grubuna ise 2010-2021 yılları arasında fonksiyonel septoplasti ve konkaplasti cerrahisi sonrası histopatolojik olarak burun mukozası normal olan 14 hasta dahil edildi.
Bulgular: Çalışma grubunda ortalama yaş 40.23, kontrol grubunda ise 29.1 idi. İnverted papillom grubu 10 erkek ve 4 kadından, kontrol grubu ise 6 erkek ve 8 kadından oluşmuştur. PDL-1 boyanma oranları inverted papillom grubunda daha yüksekti ve istatistiksel olarak anlamlıydı (P<0.001). PDL-1 pozitifliği ile nüks oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki yoktu (p=0.840).
Sonuç: Sinonazal inverted papillomlarda PDL-1 yüksektir. Bu nedenle sinonazal inverted papillomlarda PDL-1 otoantikorlarının cerrahiye alternatif bir tedavi seçeneği olabileceğini düşünüyoruz.
Background/Aim: PDL-1 is a ligand that cells involved in the pathogenesis of diseases use to protect themselves from the immune system. It has been reported that it can be used in the treatment. This immune pathway may also be effective in inverted papilloma. Therefore, we aimed to show the presence of PDL-1 in inverted papillomas in our study.
Methods : It is a case-control study. There were 14 patients with histopathological diagnosis of inverted papilloma in study group and 14 patients with normal histopathological diagnosis of nasal mucosa after functional septoplasty and conchaplasty surgery in control group, between 2010 and 2021 were included.
Results: The mean age was 40.23 years in the study group and 29.1 years in the control group. Inverted papillom group consisted of 10 men and 4 women and control group consisted of 6 men and 8 women. The pdl-1 staining rates was higher in the inverted papilloma group and iıt was statistically significantly (P<0.001). There was no statistically significant correlation between pdl-1 positivity and recurrence rates (p=0.840).
Conclusion: PDL-1 was increased in sinonasal inverted papillomas. Therefore, we think PDL-1 and PD-1 autoantibodies may be an alternative treatment option as an alternative to PDL-1 Surgery in sinonasal inverted papillomas.